26 Aralık 2012 Çarşamba

devamı 3


İngilizce radyo bulamamıştım ama , telefonumda mp3 formatında ingilizce kitaplar ve sohbetler vardı.İnternette chat listemde yüzlerce yabancı vardı ve onlarla herşey hakkında konuşurduk. Gramerim gelişmesi açısından, onlara ingiliz ya da amerikan olduğumu söyler ve çaktırmamaya çalışırdım. Bilirdim ki yanlış gramer kullanırsam , bu beni ele verir , ayrıca ingiliz ya da amerikan taklidi yaparken , empati yaparak ve bazı yalanlara kılıf uydurmaya çalışırken araştırma yaparak onların kültürlerini de öğrenmiş oluyordum. Ayrıca bazı deyim ve atasözleri öğrenip bunları kullanıyordum çünkü biliyordum ki dil kültürle bağlantılıydı ve böyle yapmak çok inandırıcıydı. Telefonum ve bilgisayarım ingilizceydi.Bilgisayara format atıp , format kurulumunda ingilizceyi seçmiştim ve DNS ayarlarından da yabancı IP almıştım. Biliyordum ki tüm bunları yaparak yurtdışını ülkeme getiriyordum  ve biliyordum ki bu binlerce dolar verip , yurtdışında sürünürken bir de vatan hasreti çekmeye yeğlenilecek birşeydi.Birçok ingilizce roman ve düşünce kitabı aldım . Nedendir bilmiyorum kitap pasajında çok ucuza ingilizce kitaplar bulabiliyordum , belki de müşterisi az olduğundandı . İlk başlarda roman okumayı , düşünce kitaplarından daha kolay zannediyordum fakat sonra farkettim ki durum öyle değil .Çünkü roman okurken , betimlemeleri anlayabilmeniz için çok fazla kelime bilmeniz gerekiyor. Düşünce kitaplarında durum pek öyle değil , söyleneni anlıyorsunuz ve değişik bir gramer yapısı görmekten haz alıyorsunuz. İngilizceyi , gramer kitaplarındaki uydurma olaylarla değil de gerçek olaylarla öğrenmek için , günlük haberleri televizyondan ve cep telefonumdaki internetten takip ediyordum. Fakat kağıda dokunmak gibisi olmadığını farkettim ve Today's zamana aylık üye oldum.Ben alırken %40 indirim kampanyası vardı ve aylık 27 liraya geliyordu.Bunun avantajını ileride görecektim. Etrafımda bu kadar ingilizce olmasına rağmen , beynim hala türkçe düşünüyordu ve ben bunun üzerine düşünmeye başladım.İngilizce düşünemediğimi farkettim , bu bana dilin düşüncenin dolayısıyla bireyin,  yani bir milletin gelişiminde ne kadar önemli olduğunu birkez daha hatırlattı %100 ingilizce tıp okumanın belki de bir hata olduğunu düşündürttü. Sonra kaçışın ve pes etmenin yerine , daha fazla üzerine gitmenin gerektiği düşüncesiyle , daha bir şevkle ingilizce öğrenmeye devam ettim . İngilizce gazetelerin önemini ileride görecektim.Hiç zorlanmadan, anlayabilmek için yani merakla öğrendiğim kelimelere bakılırsa , günde değil 30 , 100 kelime öğrenmek bile zor değildi ve bu yılda 36500 kelime ederdi. Her geçen gün , bilmediğim kelime sayısı azalıyor , anlamam ilerliyor ve sıkılmadan dinlemeye , okumaya başlıyordum . Bazen, öğrendiğim kelimeleri unuttuğumdan, tekrar tekrar bakmak zoruma gitse de , bunun herkes için böyle olduğunu  bilmek ve 3-4 tekrardan sonra bu kelimeleri hiç unutmayacağımı bilmek , beni sevindiriyordu.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder